Kamil FERATOĞLU (151820051032) - 30 mayıs
   
  ANASAYFA
  DİŞLİLER VE ÇEŞİTLERİ
  DİŞLİLERİN İMALAT YÖNTEMLERİ
  BAZI DİŞLİ ÇARK RESİMLERİ
  ŞUBAT 2008
  MART 2008
  NİSAN 2008
  MAYIS 2008
  => 1 mayıs
  => 2 mayıs
  => 3 mayıs
  => 4 mayıs
  => 5 mayıs
  => 6 mayıs
  => 7 mayıs
  => 8 mayıs
  => 9 mayıs
  => 10 mayıs
  => 11 mayıs
  => 12 mayıs
  => 14 mayıs
  => 15 mayıs
  => 16 mayıs
  => 17 mayıs
  => 18 mayıs
  => 19 mayıs
  => 20 mayıs
  => 22 mayıs
  => 23 mayıs
  => 24 mayıs
  => 25 mayıs
  => 26 mayıs
  => 27 mayıs
  => 28 mayıs
  => 29 mayıs
  => 30 mayıs
  => 31 mayıs
  HAZİRAN 2008
  İSTATİSTİK ÖDEVİ
  Otomobillerde Kullanılan Kasa Tipleri
  Çift Vatandaşlık

Dış ticaret açığı 6.5 milyar $ oldu, beklentileri aştı

Enerji fiyatlarındaki yüksek seyir Türkiye'nin dış ticaretini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Dış ticaret açığı nisanda yüzde 40.8 oranında artarak 4 milyar 614 milyon dolardan 6 milyar 494 milyon dolara yükselerek beklentileri aştı.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı verilere göre, 2007 Nisan ayında yüzde 64.3 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2008 Nisan ayında yüzde 63.7'ye geriledi.

Nisan ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37 artarak 11 milyar 375 milyon dolar, ithalat yüzde 38.3 artarak 17 milyar 869 milyon dolar oldu.

2007 Nisan ayında, 8 milyar 306 milyon dolarlık ihracat, 12 milyar 919 milyon dolarlık ithalat yapılmıştı.

Söz konusu ayda dış ticaret açığı 4 milyar 614 milyon dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 64.3 olmuştu.

İlk 4 ayda dış ticaret açığı 22.4 milyar dolara yükseldi

Türkiye'nin bu yılın ocak-nisan dönemindeki ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41.4 artarak 44 milyar 524 milyon dolar, ithalatı da yüzde 39.3 artarak 67 milyar 22 milyon dolar oldu.

Bu dönemde dış ticaret açığı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 35.2 artarak 22 milyar 499 milyon dolara yükseldi. Geçen yıl aynı dönemde yüzde 65.4 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 66.4'e yükseldi.

Geçen yıl ocak-nisan döneminde 31 milyar 484 milyon dolarlık ihracat, 48 milyar 129 milyon dolarlık ithalat yapılmıştı. Bu dönemde dış ticaret açığı 16 milyar 645 milyon dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 65.4 olarak gerçekleşmişti.
 
Ocak-nisanda ara malı ithalatı yüzde 39.9

Türkiye'nin bu yılın ocak-nisan döneminde ara malı ithalatı yüzde 39.9, sermaye malı ithalatı yüzde 30.7, tüketim malı ithalatı ise yüzde 46.2 arttı.

Ocak-nisan döneminde, 67 milyar 22 milyon dolarlık ithalatın 50 milyar 159 milyon dolarlık kısmını ara malı ithalatı, 9 milyar 323 milyon dolarlık kısmını sermaye malı ithalatı, 7 milyar 281 milyon dolarlık kısmını ise tüketim malı ithalatı oluşturdu.

Ara mallarının ithalattaki payı yüzde 74.8, sermaye malları ithalatının payı yüzde 13.9, tüketim mallarının payı da yüzde 10.9 oldu.

Ocak-nisan döneminde 44 milyar 524 milyon dolarlık ihracatın 42 milyar 371 milyon dolarını imalat sektörü ihracatı, 1 milyar 238 milyon dolarını tarım ve ormancılık, 597 milyon dolarını madencilik ve taşocakçılığı, 102 milyon dolarını balıkçılık ve 215 milyon dolarını da diğer sektörlerin ihracatı oluşturdu.

2008 Ocak-Nisan döneminde fasıllar bazında en büyük ihracat kalemini kara taşıtları ve bunların aksam, parçaları (7 milyar 165 milyon dolar) oluşturdu.

Bu fasılı demir ve çelik (3 milyar 972 milyon dolar), makinalar, mekanik cihazlar, kazanlar, aksam ve parçaları (3 milyar 524 milyon dolar) ve örme giyim eşyası (2 milyar 784 milyon dolar) izledi.

AB'nin dış ticaretteki ağırlığı sürüyor

2008 Ocak-Nisan döneminde de Avrupa Birliği'nin (AB) ihracattaki ağırlığı devam etti.

Geçen yılın aynı dönemine göre AB ülkelerine yapılan ihracat yüzde 26.8 artarak 22 milyar 854 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Toplam ihracat içinde AB ülkelerinin payı yüzde 51.3 olarak hesaplandı. Türkiye
serbest bölgelerinin payı yüzde 2.4, diğer ülkelerin payı da yüzde 46.2 oldu.

2008 Ocak-Nisan döneminde, en fazla ihracat yapılan ülke 4 milyar 596 milyon dolarla Almanya oldu. Geçen yılın aynı dönemine göre bu ülkeye ihracat yüzde 26.8 arttı.

Söz konusu dönemde, ithalatın yüzde 38.9'u (26 milyar 68 milyon dolar) AB ülkelerinden yapıldı. AB'ye dahil olmayan diğer Avrupa ülkelerinden 14 milyar 446 milyon dolar, Asya ülkelerinden 18 milyar 312 milyon dolar ve Türkiye serbest bölgelerinden 474 milyon dolar ithalat yapıldı.

Euro Bölgesi'nde enflasyon tekrar tarihi zirvesinde

AB'de ortak para kullanan 15 ülkenin dahil olduğu Euro Bölgesi'nde enflasyon mayıs ayında yüzde 3.6 ile tekrar tarihi zirvesine çıktı.

AB'nin resmi istatistik kurumu Eurostat'ın verilerine göre gıda ve enerji fiyatlarının sürüklediği enflasyon, mart ayında yüzde 3.6'yı gördükten sonra nisan ayında yüzde 3.3'e gerilemişti.

Bu arada Euro Bölgesi'nde enflasyonun Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) orta vadede yüzde 2 seviyesinin altı olarak belirlediği hedefi oldukça aşması üzerine hedefte revizyon beklentisi güçlendi.

Alman Merkez Bankası Bundesbank Başkanı da olan AMB Yönetim Kurulu Üyesi Axel Weber, gıda ve enerji fiyatlarındaki geçici yükseliş nedeniyle AMB'nin enflasyon tavanının yükseltilmesine karşı çıkarak aksi takdirde güvenilirliklerinin zarar göreceği uyarısında bulundu.

İşsizlik oranları Euro Bölgesi ve AB'de değişmedi

Öte yandan Eurostat, Euro Bölgesi'nde mart ayında yüzde 7.1 olan işsizlik oranının nisan ayında değişmediğini bildirdi. Euro ülkelerinde işsizlik oranı geçen yılın aynı döneminde yüzde 7.5 seviyesindeydi.

27 üyeli AB'de de işsizlik oranı bir önceki aya göre değişmeyerek nisan sonu itibarıyla yüzde 6.7 oldu. AB'deki ortalama işsizlik oranı geçen yılın aynı döneminde yüzde 7.2 düzeyindeydi.

AB'de en yüksek işsizlik oranları yüzde 10'la Slovakya, yüzde 9.6'yla İspanya ve yüzde 7.8'le Fransa'da gerçekleşirken en düşük işsizlik oranları yüzde 2.7'yle Danimarka ve yüzde 2.8'le Hollanda'da kaydedildi.

MB uyardı: "İhtiyatı elden bırakmayın"

Merkez Bankası, önümüzdeki dönemde, finansal istikrar bakımından, tüm ekonomik birimlere, ''Kararlarınızda ihtiyatı elden bırakmayın'' çağrısı yaptı.

Merkez Bankası, küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmanın devam etmekte olması, gıda, enerji ve emtia fiyatlarında yaşanan hızlı yükselişin enflasyonist riskleri artırması ve gelişmiş ekonomilerin karşı karşıya olduğu durgunluk tehdidinin, önümüzdeki dönemde finansal istikrar açısından tüm ekonomik birimlerin, kararlarında ihtiyatı elden bırakmamasını gerektirdiğine işaret ettiğini bildirdi.

Merkez Bankası tarafından yılda iki kez hazırlanan "Finansal İstikrar Raporu" yayımlandı.
 
Rapora göre, küresel dalgalanmanın Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri hali hazırda sınırlı kalmakla birlikte, dış finansmana bağımlı olan Türkiye'nin, uluslararası risk iştahındaki olumsuz gelişmelerden etkilenmesi söz konusu olabileceğinden, dış kaynak temininin istikrarlı bir biçimde sürdürülebilmesi, risk primi artışlarının önlenmesi ve kırılganlıkların azaltılması için mali ve parasal disiplinin korunması kritik önem taşıyor.

Tüm ekonomik birimlerin risk farkındalıklarını artırmaları ve gerekli önlemleri almaları, risklerin sınırlandırılması ve mali piyasaların sağlıklı bir şekilde işlemesi açısından büyük önem arz ediyor.

Türkiye'nin gayri safi yurtiçi hasılasındaki (GSYH) büyümenin, özellikle yılın son çeyreğinde küresel belirsizliklerdeki artışa bağlı olarak 2007 yılını yüzde 5'lik beklentinin altında, yüzde 4,5 düzeyinde tamamladığına işaret edilen raporda, diğer taraftan, özellikle enerji fiyatlarındaki yüksek artışların etkisiyle cari işlemler açığının artmaya devam ettiği ve cari açığın 2007 yılında da büyük ölçüde, uzun vadeli sermaye girişleriyle finanse edildiği kaydedildi.
 
Raporda, "Ancak, uluslararası piyasalardaki dalgalanmanın etkisi henüz belirsiz
olduğundan, bu alandaki riskler önemini koruyor" denildi.
 
Kamu borç stoğundaki azalma
 
Merkez Bankası raporuna göre, 2007 yılında faiz dışı harcamaların vergi gelirlerinden daha fazla artmasına bağlı olarak konsolide kamu sektörü faiz dışı fazlası, hedefin altında kaldı.
 
Buna karşılık, özelleştirme gelirlerinde görülen olumlu performans ile faiz giderlerinin öngörülenin altında gerçekleşmesi sonucunda merkezi yönetim
bütçe hedefi tutturuldu.

Kamu borç stokunun GSYH'ye oranı azalmaya devam ediyor. Ayrıca, Hazine'nin uygulamakta olduğu borçlanma stratejisi sayesinde faiz oranları ile döviz kurlarındaki dalgalanmalara duyarlı borç stoku payı düşmeye devam etti.

Hanehalkının finansal hizmetlere erişimindeki artışı gösteren finansal yükümlülüklerinin GSYH'ye oranı artmakla beraber, bu oran halen AB ülkeleri ortalamalarının çok altında.

Hanehalkı finansal yükümlülüklerinin büyük kısmı sabit faizli olduğundan faiz riski taşımıyor. Bununla birlikte, toplam tüketici kredileri içindeki payı sınırlı da olsa dövize endeksli tüketici kredilerinin artış göstermesi hanehalkının kur riskini artırıyor.

Döviz cinsinden borçlanma
 
Döviz geliri elde etmeyenlerin döviz cinsinden borçlanmaması gerektiği konusu önemini koruyor. Hanehalkı yükümlülükleri içinde payı azalmakla birlikte faize tabi kredi kartı bakiyeleri artmakta.
 
Kredi kartı kullanımı

Hanehalkının, kredi ihtiyacını diğer tüketici kredilerine göre faizi daha yüksek olan kredi kartlarıyla karşılaması, borç geri ödeme kapasitesini olumsuz etkileyecek. Bu nedenle, kredi kartlarının bir ödeme aracı olarak kullanılması ve kredi ihtiyaçları için tüketici kredilerinin tercih edilmesi, hane halkının menfaatine olacak.

İmalat sanayi
 
Firmaların 2007 yılında karlılık oranlarındaki artış eğilimi devam etti. Brüt satışlardaki sınırlı artışa rağmen karlılığın artışında finansman giderlerinin düşmesi etkili oldu.

Özellikle imalat sanayi sektöründe finansman giderlerinin aktiflere oranının azalması ve faiz karşılama oranının artması, bankacılık sektörü açısından firmaların borç geri ödeme kapasitesinin yüksek olduğuna işaret etmekte.

Yurtdışından kredi kullanımındaki artışa bağlı olarak reel sektörün pozisyon açıkları artmaya devam etmekte. Döviz geliri olmayan firmaların döviz cinsinden borçlanmaması veya türev ürünleri kullanarak risklerini yönetmeleri önem taşıyor.

Pozisyon açığı yüksek olan ancak döviz geliri olmayan firmalara kredi kullandırırken bankaların ihtiyatlı davranması riskleri azaltacak.

Bankacılık sektörü
 
2007 yılında bankacılık sektörü büyümesini sürdürdü, sektördeki yabancı payı arttı. Bankaların aracılık fonksiyonlarının gelişimini ve sektörün derinliğini gösteren mevduat ve kredilerin GSYH'ye oranı ile kredilerin mevduata oranı artmaya devam ediyor.
 
Kredilerin bankacılık sektörü aktifleri içerisindeki payı artışını sürdürdü. Ancak, önümüzdeki dönemde kredi hacminin gelişimi uluslararası piyasalardaki gelişmelere ve dolayısıyla bankaların likidite tercihlerine bağlı olacak.

Diğer yandan, temel olarak kredilerdeki artışın daha fazla olmasından kaynaklansa da tahsili gecikmiş alacak (TGA) dönüşüm oranındaki düşüş eğilimi devam etmekle birlikte, tüketici kredilerinin TGA dönüşüm oranında artış görülüyor.

Bankacılık sektörünün açık pozisyon taşımama eğilimi devam ediyor. Türk parası cinsinden kredilerin bir kısmının yabancı para kaynaklarla fonlanması nedeniyle oluşan bilanço içi açık pozisyon, bilanço dışında türev ürünlerle dengelenmekte.

Likidite riski
 
Küresel dalgalanmanın devam etmesi nedeniyle likidite riski önemini koruyor. Türk bankacılık sektörünün toptan fonlama kaynaklarına bağımlılığı görece düşük ve likidite yeterlilik oranları yasal oranların oldukça üzerinde olmakla birlikte, küresel piyasalara daha fazla entegre olan sektörün likidite yönetiminde daha ihtiyatlı davranması gerekiyor.

Yaşanan küresel dalgalanma nedeniyle dünyanın önde gelen bankalarının yüksek zararlar açıklamasına karşın 2007 yılında Türk bankacılık sektörünün karlılık performansı olumlu gelişme gösterdi ve sektörün gerek aktif, gerekse özkaynak karlılığı arttı.
 
2008 yılı Mart ayında ise karlılık performansında bir miktar düşüş gözleniyor. Sektörün sermaye yeterliliği rasyosu, artan kredi hacmi ve Basel II'ye yakınsama süreci çerçevesinde yapılan düzenlemelere bağlı olarak azalan bir eğilim izlemekle birlikte, 2007 yılında yasal sınır olan yüzde 8'in ve hedef rasyo olan yüzde 12'nin belirgin biçimde üzerinde gerçekleşti.

Senaryo analizleri sonuçlarına göre sektörün mevcut sermaye yapısının  çeşitli şok varsayımları altında oluşabilecek kayıpları karşılayacak düzeyde olduğu görüldü.

Dış finansman ihtiyacı
 
Merkez Bankası, cari işlemler açığı nedeniyle oluşan dış finansman ihtiyacının, Mart ayı itibariyle 40,4 milyar dolara ulaştığını, buna karşılık son 12 aylık dönemde Türkiye'ye 42 milyar dolar düzeyinde net sermaye girişinin gerçekleştiğini bildirdi.

Raporda, bu tutarın yüzde 37,6'sının borç yaratmayan sermaye kalemi olarak nitelendirilen doğrudan yatırım kaynaklı olmasının, cari açığın finansman kalitesi ve sürdürülebilirliği açısından önemli olduğu belirtildi.

Rapora göre, diğer taraftan, küresel finans piyasalarında yaşanan sıkıntılar nedeniyle özellikle geçen yılın Ağustos ve Kasım aylarındaki güçlü çıkışların etkisiyle portföy yatırımlarının toplam finansman içindeki payı 2007 yılı sonu itibariyle sıfıra yaklaştı, 2008 yılı Mart ayı itibariyle ise negatif değerler aldı.

Aynı dönemde bankalar ile özel kesimin yurtdışından kullandığı uzun vadeli kredileri içeren "diğer yatırımlar" kaleminin toplam finansman içindeki payı ise arttı.

Raporun doğrudan yatırımlar ve kar transferleri bölümünde de, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının dünyadaki genel eğilime paralel olarak Türkiye'de de son yıllarda ciddi artış sergilediği belirtildi.

Buna göre, 2000 yılında sadece 112 milyon dolar net doğrudan yabancı sermaye yatırımı alan Türkiye, 2007 yılında yaklaşık 20 milyar dolar doğrudan yabancı yatırımı çekti.
 
Doğrudan yabancı yatırımların artmasıyla birlikte, yurtdışına ne kadar kar transferi yapıldığı konusu da önem kazandı. 1990-2000 yılları arasındaki dönemde yıllık ortalama 180 milyon dolar olan net doğrudan yatırım gideri (kar transferi) 2000 ve 2001 yıllarında, yaşanan krizlerin de etkisiyle, düşük miktarda net gelire dönüştü ve 2002 yılından itibaren doğrudan yatırım girişlerinin tekrar hızlanmasıyla birlikte artışa geçti.

Banka satın alan yabancı gruplar
 
2006 yılında 1,1 milyar dolar olan yıllık kar transferi tutarı 2007 yılında 1,9 milyar dolara ulaştı.
 
Yıllık kar transferlerinin ülkede bulunan toplam yabancı sermaye stokuna oranı incelendiğinde, Türkiye'den yurtdışına yapılan kar transferlerinin son yıllarda önemli miktarda doğrudan yabancı yatırım alan diğer bazı gelişmekte olan ülkelere göre oldukça düşük miktarlarda olduğu görüldü.

Son yıllardaki doğrudan yatırım girişlerinin büyük kısmını oluşturan hizmetler kesiminin en önemli kalemi olan bankacılık sektöründeki satın almalar incelendiğinde, Türk bankalarını satın alan yabancı grupların genellikle elde ettikleri karları yurtdışına transfer etmekten ziyade özkaynak artışına giderek ülke içerisindeki faaliyetlerinde kullandıkları görüldü.

Türk bankacılık sektörüne yatırım yapan yabancıların uyguladıkları bu strateji, Türkiye'de finansal hizmetler sektöründe rekabetin artmasına, firmaların ve tüketicilerin daha çok ve uygun şartlarda kredi imkanına kavuşmasına ve dolayısıyla sektörün gelişip derinleşmesine katkıda bulundu.

Doğrudan yabancı yatırımların arttığı bir ülkede, bu yatırımlardan kaynaklanan kar transferlerinin de artması doğal. Türkiye'den bugüne kadar yapılan kar transferlerinin sınırlı kaldığı görüldü.

Yılmaz: "Yapısal reformlar önem arz ediyor"

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, yapısal reformların hızla hayata geçirilmesi ve etkin risk yönetiminin tavizsiz uygulanmasının, önümüzdeki dönemde de ekonominin küresel çalkantıların olumsuz etkilerinden korunması açısından önem arz ettiğini bildirdi.

Petrol fiyatları 126 doların altına geriledi

Uluslararası piyasalarda geçtiğimiz hafta 135 doların üzerine çıkan petrol fiyatları, ABD dolarının değer kazanması üzerine 126 doların altına geriledi.

Dün 4.41 dolar azalan ABD ham petrolünün varil fiyatı bugün de 86 cent gerileyerek 125.76 dolara düştü. Londra Brent tipi petrolün varil fiyatı da 69 cent düşüşle 126.20 dolar oldu.

ABD ekonomisinin ilk çeyrekte daha önceki tahminlerden daha fazla büyüdüğünün belirlenmesinden sonra ABD dolarının değer kazanmasıyla birlikte yatırımcılar ABD'de hisse senedi piyasasına dönmeye başladı.
 
ABD doları ayrıca, ABD ekonomisinin ilk çeyrek büyüme rakamlarının revize edilmesinin ardından yen karşısında son 3 aydır en yüksek seviyesine çıktı.
 
ABD Enerji Enformasyon İdaresi'nin (EIA) dün, ham petrol stoklarının 23 Mayıs itibarıyla biten haftada 8.8 milyon varil azalarak 311.6 milyon varile gerilediğini açıklamasından sonra petrol fiyatları 131 doları geçmişti.

 

Hazine, 3.5 milyar YTL borçlanacak

30.05.2008 - 17:31


Kurumun, haziran ayında iç piyasaya yapacağı itfa 5.8 milyar YTL

ANKARA - Hazine, haziran ayında, iç piyasalara yapacağı 5,8 milyar YTL'lik itfaya karşılık, iç piyasalardan 3,5 milyar YTL borçlanacak.

Hazine Müsteşarlığı'nın haziran ayına ilişkin İç Borçlanma Stratejisi'ne göre, haziran ayında yapılacak dış borç ödemesi ise 0,7 milyar YTL'si anapara, 0,5 milyar YTL'si de faiz olmak üzere toplam 1,2 milyar YTL olacak. Haziran'da toplam iç ve dış borç ödemesi de 7 milyar YTL olarak hesaplandı.

19 ay ve 5 yıl vadeli 2 ihale yapılacak

Bu arada kurum, haziran ayında tamamı tahvil olmak üzere 2 ihale düzenleyecek. Hazine'nin Haziran ayı iç borçlanma programına göre, 10 Haziran Salı günü 19 ay (581 gün) vadeli, YTL cinsinden iskontolu tahvil ile 5 yıl (1757 gün) vadeli YTL cinsi değişken kuponlu tahvil ihaleleri düzenleyecek. İhraç tarihi 11 Mayıs Çarşamba olan tahvil ihalelerinde satılacak kağıtların geri ödemesi, 19 ay için 13 Ocak 2010, 5 yıl vadeli için de 3 Nisan 2013 olarak belirlendi.

Bunun yanı sıra, Hazine 3 Haziran Salı günü, 4 Haziran Çarşamba günü ihraç tarihli olmak üzere, 2 Temmuz 2008 tarihli tahvili içeren senede ilişkin geri alım ihalesi yapılacak.

İhalede, yatırımcılar geri getirmek istedikleri senetler için nominal miktar ile birlikte talep ettikleri fiyata ilişkin teklifte bulunacaklar.

Geri alım ihalesi tek fiyat ihale sistemine göre yapılacaktır. İhalede azami toplam net 1,5 milyar YTL tutarında geri alım yapılacak olup, banka bazında herhangi bir limit uygulanmayacak.

Ayrıca, ihalede rekabetçi olmayan teklif (ROT) ve ihale sonrası teklif (opsiyon) yoluyla alım yapılmayacak. Piyasa Yapıcılığı Sözleşmesi gereği geri alım ihalesine sadece Piyasa Yapıcı Bankalar katılabilecek.

En yüklü ödeme 11 Haziran'da

Öte yandan haziran ayında iki farklı tarihte ödeme gerçekleştirecek olan Hazine'nin bu ayda yapacağı toplam 5 milyar 791 milyon YTL tutarındaki iç borcun en yükseği, tamamı piyasaya olmak üzere 3 milyar 949 milyon YTL ile 11 Haziran'da ödenecek.

Hazine, diğer ödemeyi 4 Haziran Çarşamba günü 1 milyar 835 milyon YTL'si piyasaya, 7 milyon YTL'si de kamu kurumlarına yapılan satışların geri ödemesi olmak üzere toplam 1 milyar 842 milyon YTL ile yapacak.

Dış ticaret açığı 6.5 milyar dolar

30.05.2008 - 17:04


Ticaret açığı, nisan ayında yüzde 40.8 arttı; Ocak-Nisan döneminde 22.5 milyar dolara ulaştı

 

ANKARA - Dış ticaret açığı, nisan ayında yüzde 40.8 oranında artarak 4 milyar 614 milyon dolardan 6 milyar 494 milyon dolara yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu'ndan (TÜİK) açıklanan geçici verilere göre; ihracat, 2008 yılı nisan ayında,  geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37 oranında artarak 11 milyar 375 milyon dolar, ithalat yüzde 38.3 oranında artarak 17 milyar 869 milyon dolar olarak gerçekleşti. Nisan ayında yüzde 64.3 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 2008 Nisan ayında yüzde 63.7 olarak gerçekleşti.

2008 Ocak-Nisan döneminde ise 2007 yılının aynı dönemine göre ihracat yüzde 41.4 artarak 44 milyar 524 milyon dolar, ithalat ise yüzde 39.3 artarak 67 milyar 22 milyon dolar oldu. 2007 Ocak-Nisan döneminde 16 milyar 645 milyon dolar olan dış ticaret açığı, 2008 yılı Ocak-Nisan döneminde yüzde 35.2 oranında artarak 22 milyar 499 milyon dolara çıktı.

IMKB 100

(%)

   

 39.969

1,60

USD

(%)

   

 1,2160

-0,33

EURO

(%)

   

 1,8890

-0,37

ALTIN (YTL/Gr)

(%)

   

 34,87

0,30

 

 

 

   
Bugün 15 ziyaretçi (30 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol