Kamil FERATOĞLU (151820051032) - 8 mayıs
   
  ANASAYFA
  DİŞLİLER VE ÇEŞİTLERİ
  DİŞLİLERİN İMALAT YÖNTEMLERİ
  BAZI DİŞLİ ÇARK RESİMLERİ
  ŞUBAT 2008
  MART 2008
  NİSAN 2008
  MAYIS 2008
  => 1 mayıs
  => 2 mayıs
  => 3 mayıs
  => 4 mayıs
  => 5 mayıs
  => 6 mayıs
  => 7 mayıs
  => 8 mayıs
  => 9 mayıs
  => 10 mayıs
  => 11 mayıs
  => 12 mayıs
  => 14 mayıs
  => 15 mayıs
  => 16 mayıs
  => 17 mayıs
  => 18 mayıs
  => 19 mayıs
  => 20 mayıs
  => 22 mayıs
  => 23 mayıs
  => 24 mayıs
  => 25 mayıs
  => 26 mayıs
  => 27 mayıs
  => 28 mayıs
  => 29 mayıs
  => 30 mayıs
  => 31 mayıs
  HAZİRAN 2008
  İSTATİSTİK ÖDEVİ
  Otomobillerde Kullanılan Kasa Tipleri
  Çift Vatandaşlık

Yenilikçilik, istihtam bakımından önemli”

08.05.2008 - 17:44


Akbank Genel Müdürü Kurtul, yenilikçiliğin, orta direğin gelirini artırmak bakımından en önemli unsur olacağını belirtti

 

DENİZLİ - Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, yenilikçiliğin, Türkiye için yeni istihdam yaratmak ve orta direğin gelirini artırmak bakımından en önemli unsur olacağına dikkat çekti.

Kurtul, Denizli'de düzenlenen "Akbank ile İnovasyon ve Girişimcilik Sohbetleri" toplantısında, inovasyona yönelik çalışmaların, şirketlerin başarısında büyük etkisi olduğunu belirtti.

Yenilikçiliğin, Akbank'ın genlerinde bulunduğunu ifade eden Kurtul, "2001 yılında, 'Yeni Ufuklar Değişim Projesi' ile gündemimize giren inovasyon, kısa sürede Akbank'ın olmazsa olmazları arasında yerini aldı. Akbank'ın her bir ferdi yenilikçiliği benimsedi" dedi. Banka olarak, değer yaratan inovasyona büyük önem verdiklerini vurgulayan Kurtul, değer yaratan inovasyonun, müşteriler için değerleri iyileştirerek hayat tarzlarını değiştirdiğini, yeni pazarlar yarattığını, rekabeti değersiz kıldığını, risk alabilen, hataları cezalandırmayan şirket kültürünün ürünü olduğunu kaydetti.

Hızlı bir büyüme içinde olan Akbank'ın, sektörün en karlı bankaları arasında yer aldığına işaret eden Kurtul, şunları kaydetti:

"Akbank'ın pazar payları, son yıllarda önemli ölçüde arttı. Kredilerde, 2001 yılında yüzde 11 olan pazar payımız, 2007'de yüzde 14'e çıktı. Toplam aktiflerde ise 2001 yılında yüzde 10 olan pazar payımız 2007 yıl sonunda yüzde 12 pazar payına ulaştı. Önümüzdeki dönemde her alandaki pazar paylarımızı yüzde 20'ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Banka olarak 2008 hedefimiz, sağlıklı ve karlı büyümeyi sürdürmek. Rekabet gittikçe artacak. Yenilikçilik, ülkemiz için gerek yeni istihdam yaratmak gerekse orta direğin gelirini artırmak bakımından en önemli unsur olacak."

Borsada yüzde 2 'kayıp'

08.05.2008 - 17:06


İlk çeyrek için 486.8 milyon dolar kar açıklayan Turkcell, gün sonunda yüzde 9.52 değer kaybetti

İSTANBUL - İMKB hisse senetleri piyasası, satış baskılı seyrin etkisiyle geri çekildi. Endeks, günü 962 puan ve yüzde 2.22 değer kayıpla 42310 puandan tamamladı. Gün sonunda 1.5 milyar YTL'lik işlem hacmi gerçekleşti.

Düşük gelen petrol stokları ve finans kuruluşlarına yönelik yeni düzenlemeler dün ABD piyasalarında satış baskısı yaratırken, olumsuz etki bugün diğer piyasalara da yansıdı. Yurtdışına eşlik ederek aşağı yönlü seyreden Ulusal-100 Endeks, gün içerisinde 41982 puana kadar çekildi. Öte yandan ilk çeyrekte 486.8 milyon dolar kar açıklayan Turkcell, satış baskısına maruz kaldı. TCELL, günü yüzde 9.52 değer kayıpla 9.50 YTL'den kapattı.

Yurtdışında ise Avrupa ve İngiltere merkez bankaları beklendiği gibi faizlerde değişikliğe gitmedi. ABD haftalık işsizlik başvuruları ise 5 bin azalış beklentisine karşın 18 bin azalış gösterdi.

Dolar ve faiz yükseldi

Dün gevşeme eğilimi kaydeden dolar bugün yeniden yönünü yukarı çevirirken, bono-tahvil cephesinde temkinli duruş değişmedi. Dolar serbest piyasada 1.2660 YTL'den el değiştirirken, bankalararası valörlü işlemlerde 1.2595-1.2710 YTL aralığında işlem gördü. Kapalıçarşıda euro ise 1.9480 YTL'den alıcı buluyor.

13 Ocak 2010 vadeli gösterge tahvilin faizi günü yüzde 19.85 bileşikten kapatırken, yarına valörlü işlemlerde yüzde 19.82'ye geriledi. Gösterge kıymet, dün aynı güne valörlü işlemlerde yüzde 19.83, bugüne valörlü işlemlerde yüzde 19.75'ten kapanmıştı.

Önemli Duyuru:

"22 Nisan 2002 tarihli Sermaye Piyasası Kurulu'nun Seri: V, No: 55 "Yatırım Danışmanlığı Faaliyetine ve Bu Faaliyette Bulunacak Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ"i Uyarınca Yayımlanan Uyarı Notu: "Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföye yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir."

Güneydoğu'da bir çok hedefin gerisinde kalındı"

08.05.2008 - 16:21


Demirkol, Dünya Gazetesi ve Garanti Bankası işbirliğiyle gerçekleştirilen "Garanti Anadolu Sohbetleri" toplantısında konuştu

ŞANLIURFA - Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) Başkanı İsmail Demirkol, GAP Master Planı'nda belirlenen bir çok hedefin gerisinde kalındığını söyledi. 

Demirkol, Dünya Gazetesi ve Garanti Bankası işbirliğiyle ŞUTSO Salonu'nda gerçekleştirilen ve ekonomist yazar Prof. Dr. Kenan Mortan'ın yönettiği,  "Garanti Anadolu Sohbetleri" toplantısında, Şanlıurfa'nın tarım ve turizm potansiyeline değindi. Bölgenin refah seviyesini artırması beklenen GAP'ın henüz tamamlanamadığına işaret eden Demirkol, tarım alanında gerçekleştirilen pahalı yatırımların yanı sıra, kentin sahip olduğu turizm potansiyelinin gelecekte önemli bir katma değer oluşturacağını ifade etti. Şanlıurfa'nın dinler açısındaki önemine değinip, kentin ayrıca üç semavi dinin mensupları için de kutsal kabul edildiğini aktaran Demirkol, şunları söyledi: 

"GAP Master Planında belirlenen bir çok hedefin gerisinde kalındı. Şanlıurfa'nın turizm alanında biraz daha gelişmeye ihtiyacı var. Bu konuda geri kalmış durumdayız. Tanıtım faaliyetlerinin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar Güneydoğu Anadolu Bölgesinin tamamı geri kalmış olarak gösterildi. Bu da turizm faaliyetlerini etkiledi. Aslında Şanlıurfa, sosyal problemlerin dışında kalan bir il. Bu durum hep göz ardı edildi. Medyanın tanıtım faaliyetlerine biraz daha destek vermesi gerekiyor." 

"Şanlıurfa, inanç turizminin en önemli 4. büyük merkezi"

İl Kültür ve Turizm Müdürü Selami Yıldız ise sahip olduğu tarihi ve kültürel değerlerle, inanç turizminin en önemli merkezlerinden biri olan Şanlıurfa'da turizm altyapısının geleceğe göre şekillendirilmesi gerektiğini belirtti. Bu konuda kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının eşgüdüm ile hareket etmesi gerektiğini aktaran Yıldız, Şanlıurfa'nın, Mekke, Medine ve Kudüs'ten sonra inanç turizminin en önemli 4. büyük merkezi olduğunu kaydetti. 

"Şanlıurfa gerçekten kadim bir şehir" diyen Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Kentin tarihi geçmişi ve turizm potansiyeli topluma daha iyi anlatılmalı. Şanlıurfa 11 bin 500 yıllık geçmişe sahip bir kent. Şanlıurfa'da tarihin izlerini aramak yerine, tarihi Şanlıurfa'da aramak gerekiyor. Belki de Şanlıurfa'da turizm altyapısının geleceğe göre şekillendirilmesi gerekiyor." 

 

İki otomotiv devi Türkiye yolunda

 

 
 
 
 
 

OSD Genel Sekreteri Ercan Tezer, iki önemli Avrupa merkezli şirketin, çok ciddi şekilde yatırım için Türkiye'de araştırma yaptığını söyledi. Yeni

Tezer,  “Bunlar gerçekleşirse, ki inşallah süreç olumsuz gitmez, Türkiye, otomotiv üretiminde farklı bir noktaya çıkabilir” dedi.

Tezer, Bayer MaterialScience (BMS) tarafından Bursa'da düzenlenen “Otomotiv Sempozyumu”nda yaptığı konuşmada, ortak ve karmaşık bir üretim sürecine sahip otomotiv sanayisinin tedarik zincirinin, ham maddeden nihai tüketiciye kadar uzandığını belirtti.

Dünyada 66 ülkede 73 milyon araç üretimi gerçekleştiğini kaydeden Tezer, bu ülkeler arasında Türkiye'nin, çok ciddi aşamalar yapmış bir ülke olarak dikkat çektiğini dile getirdi.

Tezer, sera gazı salınımının azaltılması noktasındaki zorunluluklar nedeniyle araçlarda hafif yapının öne çıktığını belirterek, “Motor teknolojileriyle ilgili sınıra gelmiş durumdayız. Hafif yapının oluşturulmasında ise plastik malzeme üretimiyle ilgili gelişmeler öne çıkıyor” dedi.

MAZERETSİZ İŞE GİTMEYENLER

Türkiye'nin, yeni yatırımlarda Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya gibi rakipleri bulunduğuna dikkati çeken Tezer, şöyle konuştu:

“Rekabet analizine baktığımızda, Türkiye'nin lojistik uzaklığının yaratmış olduğu dezavantaja karşılık, iş kültürü, otomotiv kültürü, kalite yönetim anlayışı, iş gücü verimliliği ve iş gücünün işe bağımlılığı, işe adanmışlık seviyesi, çok ciddi anlamda öbür ülkelerin çok üzerinde bulunuyor. Mazeretsiz işe gitmeyenlerin oranı merkezi Avrupa'da yüzde 10'ları buluyor. Doğu Avrupa'da yüzde 15'e çıkan ülkeler var fakat bu oran Türkiye'de yüzde 1'in altında bulunuyor. Montaj hattında her gün yüzde 10 eksik kalırsa, orada kaliteden bahsetmek mümkün değildir. Türkiye, pazar potansiyeli ve iş gücü verimliliği ile küresel rekabette önemli bir ülke olarak yer alıyor.”

SEKTÖRÜN GELECEĞİ VE YATIRIMLAR

Tezer, Türkiye'nin sadece üretim değil mükemmeliyet merkezi olmak mecburiyetinde bulunduğunu ifade ederek, bunun tek yolunun tasarıma ağırlık vermekten geçtiğini ve bunun da aksam parça üreticileriyle otomotiv üreticilerinin birlikte çalışmasıyla mümkün olabileceğini dile getirdi. Türkiye'de motorlu araç üretiminin yüzde 85'inin Marmara Bölgesinde yapıldığını kaydeden Tezer, şunları söyledi:

“2009 yılı başlarında, toplam üretim kapasitesinin bir milyon 600 bine çıkarılması planlanıyor. 2 yeni yatırım gelirse, 2 milyonu rahatlıkla aşarız. Dolayısıyla 2012'deki 2 milyon rakamı, hayali bir rakam değil. Şu anda iki tane önemli merkezi Avrupa şirketi, çok ciddi şekilde yatırım için Türkiye'de araştırma yapıyor. Biz de kurum olarak bu araştırma çalışmalarına destek olmaya çalışıyoruz. Bunlar gerçekleşirse, ki inşallah süreç olumsuz gitmez, Türkiye, otomotiv üretiminde farklı bir noktaya çıkabilir.”

Tezer, otomotivde 2006 yılında 600 milyon dolar olan dış ticaret fazlasının geçen yıl 3,5 milyar dolara çıktığını belirterek, “Artık sanayi, hem kendi ihtiyacını hem pazarın ihtiyacını karşılayan hem de dış ticaret fazlası veren bir konuma gelmiştir. İlk 3 ayın fazlası da yaklaşık 2 milyar dolar. Demek ki yıl sonu itibariyle yaklaşık 8 milyar dolarlık dış ticaret fazlası vereceğiz” dedi.

Garanti'den 600 milyon euro sendikasyon kredisi

 

 

ANKA

 

Garanti Bankası, 600 milyon Euro ile yılın en yüksek sendikasyon kredisini aldı.

Garanti Bankası’ndan yapılan açıklamaya göre, banka ihracatın finansmanında kullanılmak üzere, uluslar arası piyasalardan 600 milyon Euro tutarında 1 yıl vadeli sendikasyon kredisi alarak 2008’in en yüksek tutarlı borçlanmasına imza attı.

Açıklamaya göre, sendikasyona, 15 ülkeden 31 banka katıldı. İşlemin toplam maliyeti, faiz ve komisyonlar dahil Euribor artı yüzde 0.675 olarak gerçekleşti. Garanti’nin, geçen yıl olduğu gibi kendi koordine ettiği kredinin imza töreni, bugün Londra’da yapıldı.

Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, “Uluslar arası piyasalarda kredi ve likiditeye bağlı sorunların en üst seviyede hissedildiği, çok büyük bir bankacılık krizinin yaşandığı ve dünyanın önde gelen bankalarının maliyetlerinin tarihi zirvelere çıktığı bir dönemde; kredimizi, tutarını azaltmadan sadece yüzde 0.2 gibi küçük bir maliyet artışı ve 30’dan fazla bankanın katılımı ile yeniledik. Garanti’nin güçlü ilişki ağı ve dış ticaretteki lider konumuyla sağladığımız bu avantajları, en uygun koşullarla, ihracat yapan müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Garanti, geçen yıl Şubat ayında 500 milyon dolar tutarında 10 yıl vadeli Sermaye Benzeri Kredi; Mayıs’ta 600 milyon Euro tutarında 1 yıl vadeli sendikasyon kredisi almıştı. Haziran ayında da 600 milyon dolar tutarında 10 yıl vadeli havale akımlarına dayalı seküritizasyon kredisi sağlamıştı.

Petrol fiyatları 124 dolara yaklaştı

 

 

A.A.

 

Uluslararası piyasalarda petrol fiyatları yükseliş eğilimini sürdürüyor.

Petrolde kabus senaryosu: 200 dolar

Pahalı petrolün Türkiye'ye faturası büyüyor

 ABD ham petrolünün varil fiyatı Haziran ayı teslimi 123,71 dolara yükseldi. ABD ham petrolünün varil fiyatı bir ara 123,93 doları gördü.

Londra Brent tipi ham petrolün varili de 122,65 dolardan işlem görüyor.

Nijerya'nın petrol arzına ilişkin kaygılar ve
İran Petrol Bakanı Gulam Hüseyin Nozari'nin açıklaması petrol fiyatlarının yükselmesinde etkili oldu.

Nozari,
İran haber ajansına (İRNA) yaptığı açıklamada, mevcut koşulların sürmesi halinde petrolün varil fiyatının 200 dolara ulaşabileceğini söyledi.

Tofaş'tan ihracat rekoru

 

 
 
 

Tofaş, ilk üç aylık konsolide ve finansal sonuçlarını açıkladı. Buna göre Tofaş’ın ihracat hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 94 artışla 500 milyon YTL’ye yükseldi ve rekor kırdı.

2008 yılının ilk üç ayında şirketin satışları, geçen yılın birinci çeyreğine oranla yüzde 88,5 artarken şirketin net satış geliri ise 1 milyar 309.9 milyon YTL’ye ulaştı. Şirket, üretimini ilk 3 ayda 2007 yılının aynı dönemine göre yüzde 88,8’lik artışla 80 bin 507 adede yükseltti.

Tofaş net kârını da geçen yılın ilk 3 ayına göre yüzde 186,9 artırarak 84 milyon YTL’ye çıkardı.


İlk üç aylık finansal sonuçlarına ilişkin bir açıklama yapan Tofaş CEO’su Ali Pandır, elde edilen sonuçların Tofaş’ın önümüzdeki dönemi için çok önemli olduğunu söyledi. Pandır, gelinen noktayı şöyle özetledi:

“Bu yılın ilk 3 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre otomotiv pazarında yükseliş trendi daha belirgin bir şekilde hissediliyor. Tofaş, bu dönemde pazar payında olduğu kadar ihracat hacminde de önemli bir gelişme kaydetti. Karlılığımıza da yansıyan bu gelişmeler bizi son derece mutlu ediyor, yolumuza hızla devam ediyoruz”

Enflasyon tsunamisi yoksulları vuracak

 

 
 
 

BM Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş, finans piyasalarında tıkanıklıkları engellemeye çalışan sanayileşmiş ülkelerin genişletici politikaları nedeniyle Türkiye gibi ülkelerin "gerçek bir enflasyonist tehlike ve tsunami" ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

BİRLEŞMİŞ Milletler (BM) Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş, Türkiye gibi ülkelerin "gerçek bir enflasyonist tehlike" ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Kemal Derviş, Financial Times gazetesi ile yaptığı söyleşide kendi finans piyasalarında tıkanıklıkları engellemeye çalışan sanayileşmiş ülkelerin genişletici politikaları nedeniyle gelişmekte olan ülkelerde enflasyon ve para arzı kontrolünde ciddi sorunların yaşanacağını kaydetti.

Yüzde 25 daha yoksullaşma

İnternet balonu patladığı dönemde olduğu gibi genişletici ekonomik politikalara tanık olunduğunu anlatan Derviş, bunun önümüzdeki iki üç yılda pek çok başağrısı yaratacağı uyarısını yaptı.

Kemal Derviş, gelişmekte olan ülkelerde yükselen gıda ve enerji fiyatları nedeniyle kentlerdeki yoksul insanların "enflasyon tsunamisi" ile karşı karşıya bulunduğunu belirtirken, fiyat artışlarının, bu insanları, bir yıldan daha kısa bir süre içinde yüzde 25 kadar daha yoksul hale getirdiğini de kaydetti.

Gerçek enflasyonist tehlike

Derviş, şunları söyledi: "Ancak FED faiz oranlarını düşürürken siz yükselen bir ekonomide para politikanızı nasıl sıkılaştırabilirsiniz? Yıllarca enflasyon ile mücadele eden Türkiye ve Brezilya gibi ülkeler, makroekonomik bir döngüden değil, finansal sektörü kurtarma gereğinden kaynaklanan gerçek bir enflasyon tehlikesi ile karşı karşıya."

Gıdadaki artış yardımı azalttı

Derviş, gıda ve enerji fiyatlarına da değinerek, artışın geçen yıllardaki yardımlardaki artışı azalttığını da söyledi. Derviş, "Bunun geldiğini göremedik. Bu konuda hepimiz biraz suçluyuz. Bir yıl önce birka insan bu konuda uyarıda bulunuyordu, her ne kadar trendler belli olsa da" dedi

IMKB 42310 / -962

$ 1.2640 / %1,58

1.9460 / %1,54

Altın 35,71 / %2,07

€ / $ 1.5407 / %0,16

                   

 

   
Bugün 17 ziyaretçi (30 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol