Ekonomimiz içerideki fırtınadan etkilenmiyor da dışarıdaki rüzgardan sarsılıyor
Tevfik GÜNGÖR
22.03.2008 - 00:35

Cumhuriyet Başsavcısı'nın AKP'yi kapatma davası açmasının içeride piyasaları altüst etmesinden korkuluyordu. Korkulan olmadı.

Cumhuriyet Başsavcısı'nın AKP'yi kapatma davası açmasının içeride piyasaları altüst etmesinden korkuluyordu. Korkulan olmadı. Piyasalar içeride kopması beklenen fırtınadan değil de dışarıda esen rüzgardan sarsılmayı sürdürdü.

Dış piyasalarda geçen hafta bir gün yağmur yağdı, bir gün güneş açtı. Dış piyasadaki bu hava değişimi gecikmeden Türkiye'ye yansıdı.

Örneğin hafta başında altının onsu 1.033 dolara, petrolün varili 111.8 dolara, Euro/dolar paritesi 1.59'a yükselince bizde de piyasalar çöktü.

Hafta sonunda bu fiyatlar tepelerde tutunamayarak aşağıya inmeye başlayınca bizde de piyasalar moral buldu. Dünyadaki borsalardaki yükselişe paralel olarak borsada endeks yükseldi. Dolar fiyatı geriledi.

ABD piyasalara para pompalıyor

ABD'de piyasalara para pompalanıyor. Merkez Bankası art arda indirim yaptı. Faizi yüzde 2.25'e indirdi. Bu faiz oranı enflasyona göre negatif faiz anlamına geliyor.

Merkez Bankası getirilecek her türlü borç senedi karşılığı, borç senedinin dayanağı sağlam olsun olmasın kredi kuruluşlarına fon aktarmaya devam edeceğini açıkladı.

AND'de toplam 11.5 trilyon dolar olan mortgage kredilerinin yüzde 40'ını 4.9 trilyon dolar kredi veren (toplam varlıkları 1.5 trilyon dolar olan) Fannie Mae ve Freddie Mac isimli konut kredisi kuruluşlarının sermaye yeterlilik oranı yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşürüldü. Böylece bu iki kuruluşun devlet garantisinde piyasaya 200 milyar dolar fon aktarmalarının kapısı açıldı.

Piyasaya devamlı para akıtılmasına rağmen ABD'de sarsıntının durmadığı, AB ülkelerinin ise giderek bu sarsıntıdan daha fazla etkilenmeye başladıkları görüldü.

Şimşek, IMF ile yeni bir anlaşma imzalanmayacak dedi

ABD'de toplantılara katılan, konuşmalar yapan Hazine'den sorumlu Bakan Mehmet Şimşek, mayıs ayında yürürlükteki stand-by anlaşmasının süresinin sona ermesinden sonra yeni bir anlaşma yapılmayacağını açıkladı.

Aynı konuşmalarda, içeride faizin yükselmesi nedeniyle Hazine'nin bono ihalelerinin geciktiğine, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin dış finansman bulmakta zorlanacağına işaret etti.

İç ve dış borçlanmada zorlanılacağının bugünden bilinmesine rağmen, şimdiden IMF ile ilişkilerin kesileceğinin açıklanmasının ortaya çıkaracağı risklerin, yaratacağı sorunların dikkate alınmadan böyle bir açıklamanın yapılması eleştirildi.

Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı değişiyor

Sendikaların düzenlediği grevler üzerine sendikalar ile masaya oturan hükümet temsilcileri,

(1) Prim ödeme gün sayısının 9 binden 8 bine indirilmesi,

(2) Günü dolan sigortalıların 65 yaşını beklemeden emekli olmaları konularında  işçi isteklerini kabul etti.

Tekel tesislerinde direniş devam ediyor

Tekel tesislerinin 22 Şubat'ta yapılan özelleştirme ihalesi ile 1 milyar 720 milyon dolara British American Tobacco'ya (BAT) satılması üzerine Tekel'in 17 bin çalışanının başlattığı direniş devam ediyor.

İşçiler işyerlerinde üretimi durdurdu. İşyerlerini terk etmiyor.

Nabucco projesi gecikiyor

Hazar bölgesinden Avrupa'ya yılda 21 milyar metreküp doğalgaz taşıyacak   Nabucco boru hattı projesinin yapımı gecikiyor.

ABD'nin Rus doğalgazına bağımsızlığı azaltacağı için destek vereceği bu proje çerçevesinde Türkiye'ye 2 bin km uzunluğunda boru hattı döşenecek.

Türkiye'nin bir an önce başlamasını beklediği boru hattı döşeme işlemi gecikiyor. En erken 2013'te hattın işletmeye açılabileceği belirtiliyor.

Cargill yasası, TBMM'de

Tarım arazileri üzerinde kurulan tesislere af getiren kanun Anayasa Mahkemesi'nde iptal edilince, hükümet yeni bir tasarı hazırladı. Bursa'daki Cargill tesislerine de af getirecek tasarı TBMM'de tartışılmaya başlandı.

Nükleer santral ve tüketici hakları konularında yeni haberler

Hükümetin nükleer santral ihalesini gerçekleştirebilmek için hazırlıklarını tamamladığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın tüketici haklarını genişletmek amacıyla Tüketiciyi Koruma Kanunu'nda değişiklikler yapacağı geçen haftanın dikkat geçen haberleri idi.

Mısır üreticisi sürünüyor”

22.03.2008 - 12:33

ZMO Başkanı Günaydın, mısır üretiminin 3,8 milyon tondan, 3,6 milyon tona gerilediğini belirtti

ANKARA - TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Gökhan Günaydın, mısır üretiminin 3,8 milyon tondan, 2007 yılında 3,6 milyon tona gerilediğini belirterek, "Tarımda destekleme(me) modeli Doğrudan Gelir Desteği (DGD) sürüyor, mısır üreticisi sürünüyor" dedi. 

Günaydın, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, DGD'nin kaldırılacağına ve arazi yerine ürüne destek verileceğini açıklamasına karşın bu desteğin 2008'de de devam etmesinin öngörüldüğünü hatırlattı. 

Geçen yıl çiftçiye dekar başına 10 YTL olarak uygulanan DGD'nin, 7 YTL'ye düşürüldüğünü belirten Günaydın, Destekleme Kurulu'nun kararına göre, 2007 ürünü kütlü pamuk, yağlık ayçiçeği, kanola, aspir, soya fasulyesine verilecek primde artış olmazken, zeytinyağı destekleme primi kilo başına 11 kuruştan 20 kuruşa çıkarıldığını, dane mısır destekleme priminin ise 6,7 kuruştan 2 kuruşa indirildiğini kaydetti. 

Gökhan Günaydın, mısır destekleme priminin etkisi konusunda şunları söyledi: 

"Türkiye'de mısır üretimi, başta yem hammaddesi olmak üzere, tarım-sanayi entegrasyonunun en önemli unsurlarından biridir. Türkiye 2005 yılında 4,2 milyon tonluk mısır üretimini yakalamış ve gereksinimini yurtiçi üretimle karşılayabilmiştir. 

İzleyen süreçte, 2006 yılında mısır üretimi 3,8 milyon tona, 2007 yılında ise 3,6 milyon tona gerilemiştir. 

Kg başına 6,7 kuruş prim ödemesi yapılmasının dahi üretimdeki gerilemeyi durduramadığı bir dönemde, dane mısıra ilişkin fark ödemesinin 2 kuruşa indirilmesinin sonuçlarını tahmin etmek zor değildir. 

Üstelik öngörülen 2 kuruşluk desteği almak için üretici fatura ve müstahsil makbuzu kesmekte, yüzde 2 stopaj vergisi ve yüzde 1 KDV ödemektedir. Bu durumda destek gerçekte 1 kuruşun da altına düşmektedir. 

Bu destek düzeyi, halen 500 bin tona yaklaşan mısır ithalat rakamlarının yeniden 1 milyon tonun üzerine çıkmasına neden olacaktır. Arz eksikliği, ABD ve Arjantin'den gelen genetiği değiştirilmiş mısır ithalatı ile kapatılacaktır. 

2007 yılında ilk 10 ayda 7,6 milyar dolarlık ihracata karşılık, 7,9 milyar dolarlık ithalat yapılmış olması, yalnızca kuraklık ile ilişkili bir sonuç değildir. Halen 2 milyar doların üzerinde dışalım parasının ödendiği yağ bitkileri alt sektöründe, 2 kuruşa düşürülen fark ödemesi, ithalatı patlatıcı bir etki yaratacaktır. 

Hızla artan nüfusun sağlıklı ve dengeli beslenmesi ancak üretim ile olanaklıdır. Üretim ise iyi planlanmış destekleme modelleri ile gerçekleştirilebilecek bir hedeftir. 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak, Hükümeti, tarım sektörü ve üreticiye büyük zararlar verecek bu yanlış uygulamadan vazgeçerek ve üreticinin içinde bulunduğu zor koşulları göz önüne alarak, prim desteklerini yeniden belirlemeye çağırıyoruz."

Bizi euro/dolar paritesi kurtardı"

22.03.2008 - 15:01

Utku, MÜSİAD'ın konferansında ekonomik gelişmeleri değerlendirdi

SAKARYA - Türkiye dolarla ithal edip, euro ile ihraç eden bir ülke olduğunu belirten Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkan Yardımcısı Melihşah Utku, "Son yıllarda Türk lirası aşırı değerli olduğu halde dolar/euro bizi kurtardı" dedi.

Utku,  MÜSİAD Sakarya Şubesi'nde gerçekleştirilen "Türkiye Ekonomisinde Son Durum" konulu konferansında, Türkiye'nin son yıllarda önemli mesafeler kat ettiğini ifade etti.  Utku, Türkiye'nin düşük enflasyonlu büyüme politikasına devam etmesi gerektiğini kaydederek, şunları söyledi:

"Bugünkü küresel dalgaya çok daha istikrarlı girdik. Yüzde 70 enflasyonla girmek ayrı bir şeydir, bunları halletmiş olarak girmeniz ayrı bir şeydir. Türkiye'nin en önemli dinamiklerinden birisi hala lehimize işliyor. Türkiye dolarla ithal edip, euro ile ihraç eden bir ülke. Euro-dolar paritesi bu şekilde devam ettiği sürece Türkiye rahat edecektir. Doların düşüp euronun yükseldiği bir ortam varsa, bu her zaman Türkiye'nin işine gelir. Son yıllarda Türk lirası aşırı değerli olduğu halde bu parite bizi kurtardı. Bu dinamik bu şekilde sürdüğü sürece biz biraz daha rahat edeceğiz." 

Paritenin ülkenin gelişimi için yeterli olmayacağını kaydeden Utku, Türkiye'nin bazı reformlar yaparak koltuk değneklerinden kurtulması gerektiğini bildirdi.